EGE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ DEKANIMIZ
PROF. DR. GAYE ÖZDEMİR EREL İLE RÖPORTAJIMIZ
Dönemin son yazısı olan bu haftaki yazımda Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin sevgi ve saygıdeğer Dekanı Prof. Dr. Gaye ÖZDEMİR EREL Hocamız ile bir röportaj gerçekleştirdim. Yoğun çalışma temposunun arasında röportaj teklifimi kabul edip beni Dekanlık'ta ağırlayarak vaktini ayırdığı için buradan kendisine tekrar teşekkürlerimi sunuyorum...
1994 yüksek lisans başlangıcıyla
beraber alanınızda sürekli yükseliyorsunuz. 2011’de aldığınız profesörlük unvanını
da 2016’da Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı unvanıyla taçlandırdınız
-ki bu süreç içerisinde Çevik Kuvvet dahil pek çok kamu/özel kuruluşa eğitimler
vermişsiniz-.
Kariyer hedeflerinizi gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Kariyer hedeflerimi kısmen
gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim elbette, ancak meslek olarak akademisyenliği
seçmiş bir bireyin kariyer hedefleri meslek hayatı sonuna kadar sürer. Bundan
kastım şu ki, bilim insanı "ben oldum" deme lüksüne sahip değildir. İnsanlık var
olduğu sürece bilim de var olacak, bilim insanı da. Akademisyenlik kariyer
hedefleri unvan veya makam odaklı değil, bilim odaklı olmalıdır. Dolayısı ile
her yeni gün kariyerime, bilim alanıma ve mesleğime ekleyeceklerim olduğunu
hissediyorum. O yüzden şimdilik “kısmen” hedeflerime ulaştığımı söylüyorum.
Siz ve ekibinizle yeni bir idari
kadro olarak fakültede değiştirmek istediğiniz şeyler nelerdir?
Akademik Fakülte Dergisi Geliyor...
Buna "değiştirmek" demeyelim de "katmak" diyelim. Çünkü fakültemiz 50. yaşına yaklaşan nice nesiller, iletişimciler ve
bilim insanları yetiştirmiş güçlü köklere sahip bir okuldur. Dolayısı ile
bizlerin yapabileceği şeyler değişimden öte "katkı" sağlayabilmektir. İdare
ekibime oldukça güveniyor, onların akademik ve yönetsel becerilerinin
Fakültemizde değerli katkılarda bulacağına inanıyorum. Ancak idare ekibim kadar
okulumuzun öğretim üyelerine, idari personeline ve öğrencilerine de güvenmekteyim.
Fakültemiz bir bütündür, her bölümü ve her idari kademesi ile iletişim
sektörüne bireyler yetiştirirken; alanımıza bilimsel katkılar da koymaya devam
ediyoruz. Bu bağlamda Fakültemiz'e kazandırmayı arzuladığım şeylerin başında
uluslararası indekslerce taranan bir akademik dergi çıkarmaktır. Bunun için
altyapı çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Yakında dergimize kavuşmayı
sabırsızlıkla bekliyorum. Bunların yanı sıra okulumuzda uzun zamanlardır süre
gelen sosyal sorumluluk çalışmalarını da eksiksiz olarak sürdürmek ve hatta
yenilerini eklemek arzusundayım. Bu süreçte elbette öğretim üyelerimiz ve
öğrencilerimizin desteği bizleri mutlu etmektedir. Bu çalışmalarla birlikte
Fakültemiz adına sürekliliği olan bir bilimsel etkinlikler (sempozyum, kongre,
çalıştay vb.) düzenleyerek ulusal ve uluslararası katılımlarla okulumuzun
akademik farkındalığını yükseltmek istiyorum.
Elbette sadece akademik değil, fiziki
ihtiyaçlarla da ilgileniyoruz. Yeni binamızın altyapı sorunlarını ivedilikle
gidermek ve öğrencilerimize barış ve keyif dolu bir eğitim ortamı oluşturmaya
çalışıyoruz. Devlet üniversitesi olduğumuz için kaynaklarımız daha dengeli ve
öncelikli ihtiyaçlar doğrultusunda kullanmaya gayret gösteriyoruz. Fiziki
ihtiyaçlarımız dahilinde idare olarak sadece öğrencilerimizin değil, akademik
kadromuzun da isteklerini ve rahat çalışma ortamlarını sağlamaya gayret
gösteriyoruz. Bu kapsamda idari binamızda iç inşaat çalışmalarımızı tamamlamış
bulunuyoruz. Rektörlüğümüzün de ihtiyaç taleplerimize ivedi cevap vermesi
sayesinde yapılan tadilat ve oda bölünmeleri ile yeni 15 odamız oluşmuştur.
Bunlardan bazılarını akademik ve idari personelimizle paylaşırken, Fakültemiz'e
yakışan daha büyük metrekarede bir toplantı odası ve lisansüstü derslikler de
kazandırmış olduk. Bunların yanı sıra bütçemiz ve imkânlarımız da el verdiği
ölçüde zaten iyi bir düzeyde olan hâlihazırdaki teknolojik altyapımızı ve
donanımımızı da güçlendirerek çağdaş eğitimin gerekliliklerine uygun bir okul
olmayı hedefliyoruz.
Sizin gibi akademisyen olmayı çok
isteyen ben ve benim gibi öğrencileriniz için tavsiyeleriniz nelerdir?
"okumak, okumak, okumak, …yine okumak..."
Öncelikle sizlere söylemek
isteyeceğim şu ki mesleğin ruhu ile sizin ruhunuz örtüşüyor mu? Bu mesleği
seçmenizde önceliğiniz bence bu olmalı. Çünkü sizin dünya görüşünüz ve
karakteristik yapınızın mesleğinize uygun olup olmadığına karar vererek
başlayın. Mesleğin mesai saatleri, çalışma temposu, katma değeri vb. birçok
özelliğini iyi analiz edin, araştırın. Akademisyenlik çok değerli bir
meslektir. Mesela çoğu akademisyen gelirlerinin bu meslek için yeterli
olmadığından yakınır. İşte burada mesleğin gençleri yetiştirme, üretme, bilime
katkıda bulunma, sizden sonraki nesillere fikir ve ilim mirası bırakma arzusu
devreye girer. Maddiyatın çok çok ötesinde duygulardır bunlar. Bu duygular sizi
mutlu ediyorsa ilk aşamayı geçtiniz sayılır. Daha sonrasında lisansüstü
eğitimlerinizi başarı ile tamamlamak, araştırmak, incelemek ama okumak, okumak,
okumak, …yine okumak... Kısacası okumaktan vazgeçmeyen, merak etmekten keyif
duyan ve araştırarak cevaplarını insanlara sunan birey olmanızı tavsiye ederim.
Akademisyenlik yaşadıkça, ürettikçe ve yaşlandıkça değer gören, yılların
birikiminin oluşması ile kök salan bir meslektir. Bunları göz önüne alarak bu
mesleğe hazırlanmanızı dilerim.
Eskiden kadınlar için ideal olduğu
söylenen “öğretmenlik, hemşirelik” meslek sınırları günümüzde çoktan aşılmış
durumda ve kadınları idarecilikte daha çok görüyoruz. İzmir BŞB’de staj
yaptığımda daire başkanlarının yarısından fazlası kadındı, keza siz de buna en
güzel örneklerdensiniz.
Sizce kadınlar; duyguları kontrol etmede, iletişimde ve rasyonel karar almada daha mı uygun seçim?
Sizce kadınlar; duyguları kontrol etmede, iletişimde ve rasyonel karar almada daha mı uygun seçim?
Bu konuya çok da cinsiyetçi bir
perspektiften bakmayalım. Kadın ve erkeğin DNA'sına kodlanmış elbette birçok
özelliği vardır. Toplumumuzda da maalesef bu cinsiyet algısı arada olumsuz
olarak kendini göstermektedir. Ama işin özü bana sorarsanız kişinin kendine
kattıkları, yetenekleri ve başarılarıdır. İş odaklı olmak, üretim veya hizmet
odaklı olmak ama en önemlisi insan odaklı olmak bir yönetici için oldukça
önemlidir. Böyle olunca kadın-erkek fark edeceğini düşünmüyorum. Ülkemizde çok
başarı erkek ve kadın yöneticilerin olduğunu biliyoruz. Burada önemli olan
kişinin yönetsel beceri ve kabiliyetlerini geliştirerek işlerine
yansıtabilmesidir.
Kısa kısa soru-cevap... Sorduğum soruları ilk akla gelen hislerinizle cevaplarsanız
sevinirim:
Akademisyen olmak ?
Bilgi, deneyim, paylaşım.
İletişim ?
Duygular ve Doğa.
2016 ?
Ülkemiz ve dünya açısından üzüntü ve
gözyaşı...
2017 ?
Yenilik, umut, mutluluk, barış ve
huzur...
Benim fakülteyi tercih etmemdeki en
büyük etkenlerden biri mezuniyet töreninde Müge Hoca’nın öğrencilerine koşarak
sarılışını bir YouTube videosunda izlemem oldu. O zaman dedim; “böyle bir yerde
eğitim görmeliyim” diye. Burada öğrenimime başladığımda da bu düşüncelerim siz
ve diğer tüm sevgi ve saygıdeğer hocalarımızı tanıdıkça güçlendi. Böylelikle
Ege, hayatımda kendimi öğrencisi olmaktan en mutlu olduğum okul haline geldi.
Bize kattıklarınız için, okulu ve en önemlisi öğrenim görmeyi sevdirdiğiniz
için teşekkür ederim. Röportaj isteğimi geri çevirmediğiniz ve yoğun temponuzda
vakit ayırdığınız için ayrıca teşekkür ederim. Başarılarınızın devamını
diliyorum.
Son sözü size
bırakıyorum, öğrencileriniz için ve bu röportajı okuyacaklar için neler söylemek
istersiniz?
"Türkiye’nin öncü okullarından biri olmak ve bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum!"
Hislerin ve bu röportaj ile bizimle
olduğun için de ayrıca teşekkür ederim. Ben de sen ve senin gibi bizlerle
eğitim hayatını sürdüren genç arkadaşlarımızla beraber olmaktan oldukça
mutluyum. Bizlerin amacı en başta da söylediğim gibi öncelikle siz gençleri
ülkemize ve dünyaya kazandırmak, daha sonra da alanımıza dair bilimsel
çalışmalarla insanlığa ışık tutmaktır. Fakültemiz her geçen gün siz
öğrencilerimizin ve öğretim üyelerimizin katkısıyla da eğitim meşalesini onurla
taşıyacaktır. 50. yaşına gelen Türkiye’nin öncü okullarından biri olmak ve
bunun bir parçası olmaktan da ayrıca gurur duyuyorum. Ayrıca bu vesile ile hem
senin hem de okuyucularımızın yeni yılını içtenlikle kutluyor, sağlık, huzur ve
barış dolu bir yıl olmasını diliyorum. Tekrar bu keyifli röportajında konuk
olduğum için teşekkürlerimi sunuyorum.